Okuma Süresi : 3 dakika

Gastronomi turizmi, hem iç turizm açısından hem de uluslararası turizm açısından önemli fırsatlar içeren bir alandır. Artan bir şekilde ilgi çeken gastronomi üzerine yapılacak olan çalışmaların yerli ve yabancı kitleler tarafından yüksek bir ilgi göreceğini söylemek çok da zor değil. Bu kapsamda ülke olarak yapabileceğimiz birçok şey olduğu kadar, başkent Ankara’da atılabilecek birçok adım da mevcuttur.

Bildiğimiz üzere Ankara’nın tescil işareti alınmış, kendisi ya da ilçeleri ile özdeşleşmiş önemli lezzetleri bulunmaktadır. Bu lezzetlerin yerel düzeyden, tam anlamıyla ve öncelikle Ankara düzeyine daha sonra da ulusal düzeye çıkabilmesini destekleyecek şekilde çalışmalar yapılması mümkündür. Bu kapsamda, Ankara’nın en çok turist çeken bölgelerinden olan ve Eski Ankara’nın yerleşim bölgesi olan Ankara Kalesi çevresinde,

aynı zamanda da yöresel ürünlerden,

  • Çeşit çeşit Çubuk turşularının,
  • Beypazarı kurusunun,
  • Beypazarı havucu ve havuçtan yapılan ürünlerinin,
  • Beypazarı baklavasının,
  • Ankara (Çubuk) armudunun ve Ankara armudundan yapılan ürünlerin,
  • Ayaş domatesinin ve Ayaş domatesinden yapılan ürünlerin,
  • Ayaş dutu ve Ayaş dutu ile hazırlanmış lezzetlerin,

aslına uygun olarak sadece Ankara lezzetlerinin yer aldığı bir Ankara Evi’nin kurulabilir. Bu şekilde lezzetler sunacak olan Ankara Evi, Ankara’nın sahip olduğu lezzetleri hem Ankaralılara hem de yabancı turistlere sunabilecektir.

Ek olarak Ankara Kalesi ve çevresine zaten gelen yabancı turist heyetlerinin Ankara Evi’ne ziyaretini sağlanarak, Ankara manzarası eşliğinde Ankara’nın yerel lezzetleri ve değerlerinin tanıtılması da daha etkili bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Sadece Lezzet Sunan Bir Mekan Değil…

Ankara’nın geleneksel ev mimarisi özelliklerine sahip şekilde kurulacak bir Ankara Evi, özelde Ankara mutfak kültürünün, genelde de Ankara kültürünün bir arada sunulması ve nitelikli bir şekilde korunup tanıtılması açısından önemli bir işlevi bulunacaktır.

Bu tanıtım işlevini gerçekleştirirken, olmazsa olmaz olan ve en önemli husus, sunulan lezzetlerin ve değerlerin kaliteli ve nitelikli olmasıdır. Bu da coğrafi işaret almış bu ürünlerin aslına uygun ve lezzetlerin ait olduğu coğrafyada üretilmesi ile gerçekleşebilecektir. Bu kapsamda, özellikle tarımsal nitelikli olan Çubuk turşusu, Beypazarı havucu, Ankara (Çubuk) armudunun, Ayaş dutunun sözleşmeli tarım yapılarak, gereken kalitede üretilmesi sağlanabilir. Bu yöntem ile nitelikli yerel ürünlerin Ankara şehir merkezine aktarılarak bu değerlerin il seviyesine çıkarılması sağlandığı kadar, yerel kalkınmaya katkı sağlanacak ve yerelde örnek gösterilecek nitelikli üretim uygulamalarının artması sağlanmış olacaktır. Tüm bu adımlar da hem yerelde sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecektir. 

Ankara Evi’nin sadece bu kültürel değerleri sunmanın dışında, Ankara’nın yerel lezzetlerinin ve değerlerinin araştırılması, mevcut kültürel zenginliğin ortaya çıkarılarak gelecek nesillere aktarılması amacı da bulunmalıdır. Bu kapsamda üniversitelerin bu alanda çalışan biliminsanları ile olduğu kadar, Ankara Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi ve Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi gibi yapılarla ve her yıl Ankara’da Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’ni düzenleyen Ankara Ticaret Odası ile ortak çalışmalar ve işbirlikleri gerçekleştirilebilir. Gerçekleştirilen çalışmaların kitlelere duyurulması için yemek kültürü üzerinde çalışmalar ve araştırmalar yapan blog yazarları, nicelikli değil nitelikli sosyal medya kullanıcı ile beraber çalışmalar da yapılabilir. 

Hatta kültürün korunması adına Ankara Evi’nde, yerelde tek tek sayılan bu Ankara değerlerini yaşatan ustaların, örneğin Beypazarı’nda Beypazarı güveci yapan Özcan Usta’nın, belirli günlerde Ankara Evi’nde çalışması ve çalıştaylar düzenleyerek, bu kültürel değerlerin diğer Ankara Evi çalışanlarına, Ankara’daki üniversitelerin gastronomi bölümü mezunu ve öğrencilerine, kitlelere etkileşimli bir şekilde aktarmasını sağlayacak etkinlikler gerçekleştirilebilir.

Gelecekte…

Zamanla bu yapının olgunlaşması ve gerçekleştirilen faaliyetlerin nitelikli bir çizgiye oturması ile birlikte, Ankara Evi’nin başta Ulus’ta halin hemen yakınları ile Kızılay’da Saraçoğlu Mahallesi’nde olmak üzere şubelerinin açılması ve şehrin diğer bölgelerinde de hayata geçirilmesi düşünülebilir. Ülkemizde, güzel ve dikkat çekici birçok fikrin vasat icrasına ilişkin bir çok örneğin bulunması nedeniyle, kurulacak olan Ankara Evi’nin “taşları yerine oturduktan” ve nitelikli bir yapıya ulaştıktan sonra şubelerinin açılması daha yerinde olacaktır.

Görsel
Mehmet Akar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir