Okuma Süresi : 7 dakika

Tarihimizde pek bilinmeyen, ancak minyatürlerde sıklıkla görülen ve yemek kültürümüz ile ilgili sahnelerden birisi de çanak yağmasıdır. Kökeni oldukça eskiye dayanan bu ilginç geleneğimiz çanak yağması nedir, kökeni neye dayanmaktadır, gelin bir bakalım.

Yağma Nedir? Çanak Yağması Nedir?

Çanak yağmasından önce yağma nedir ona bir bakmak yerinde olacaktır. Osmanlı Mutfak İmparatorluğu ve Avcılıktan Gurmeliğe Yemeğin Kültürel Tarihi adlı eserlerin de yazarı olan Priscilla Mary Işın’ın Osmanlı Mutfak Sözlüğü adlı eserinde yağma1;

“Saray düğünleri, bayram ziyafetleri, sefer çıkış ve dönüşleri sırasında, ayrıca ulufe günleri ve Divan günlerinde padişahın seyredebildiği bir noktada yere kurulan sofralara yeniçerilerin, devlet çalışanlarının veya halkın saldırarak yemeleri. Hükümdarın tebaasına karşı cömertliğini simgeleyen eski bir Orta Asya geleneğiydi. Osmanlı döneminde padişahtan başka kibarlar ve hayırseverler halkın davetsiz katılabildiği yağma yemekleri verirlerdi. Yemeklere saldıranların saç sakalları yağlanıp kirlendiğinden seyri eğlenceli olurdu.”

şeklinde tanımlanmaktadır. Yağma bu şekilde özetlenebilirken, çanak yağmasının ise yemeklerin çanaklarda belirli bir alanda yere konularak yapılan yağma olduğu söylenebilir.

Çanak Yağmasının Kökeni

Çanak yağmasının kökeni, Osmanlı Mutfak Sözlüğü’ndeki tanımda geçtiği üzere, oldukça eskiye dayanmaktadır. Maria Pia Pedani’nin Osmanlı’nın Büyük Mutfağı adlı eserinde belirttiği üzere Orta Asya’da yani Türkistan’da başa geçen han, çocuklarını(halkını) doyurması gereken bir baba gibi görülmektedir2. Sahip olunan bu bakış açısı nedeniyle, soylu Oğuz beylerinin birbirine üstünlüklerini kanıtlama aracı olarak, büyük ziyafetler verdikleri ve bu arada, eşleri ve çocukları dışında, çadırlarını, tüm eşyalarını gönüllü olarak yağmalattırdıkları ve buna da “kenç liyü” denildiği bilinmektedir3. Bu “kenç liyü” uygulamasının zaman içinde değiştiği ve yiyeceklerin yağmasına dönüştüğünü, Dîvânu Lugâti’t-Türk’te Kaşgarlı Mahmut’un “kenç liyü” sözcüğünü,

“Bayramlarda ve hakanların düğünlerinde, yağma edilmek üzere, otuz arşın yüksekliğinde minare gibi yapılmış bir sofradır.”

şeklinde tanımlamasından anlıyoruz.

Bunun dışında Deniz Gürsoy’un Tarihin Süzgecinde Mutfak Kültürümüz adlı eserinde belirttiği üzere, Türkistan’da ziyafetin sonunda konukların yemek yedikleri çanaklarını da alarak evlerine gitmeleri geleneğinin bulunduğu ve buna çanak yağması denildiği bilinmekte4.

Osmanlılarda Çanak Yağması

Türkistan kaynaklı olan bu kültürün Osmanlılarda da devam ettiği bir çok tarihi kaynaktan görülebilmektedir. Örneğin Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde yapılan yağmalara “taâm-ı temaşâ” da değinildiği bilinmektedir5.

Kanuni Sultan Süleyman’ın 1554’te gerçekleştirdiği Nahçıvan seferi sonrasında ordusu ile kışladığı Amasya’da çanak yağması gerçekleştirildiği ve yemekler arasında pilav, zerde, koyun söğüşü, sığır kebabı ve çörek bulunduğu da bilinmektedir6.

Esnafların oluşturduğu loncaların özel günlerde padişaha, saray eşrafına ve halka gösterdikleri maharetlerini göstermek için yaptıkları geçit törenlerinde de yağma ile karşılaşılmaktadır. Buna örnek olarak 1638’de Bağdat seferi öncesinde yapılan esnaf alayında ekmekçilerin yaptıkları dev ekmekler de sonra yağmalattırılması verilebilir7.

1720 yılında düzenlenen, III. Ahmed’in dört şehzadesinin sünnet töreninde de çanak yağması yapılmış olup, Yeniçeriler 200 haşlanmış, 300 kızarmış koyuna ve 4.500 pilav ve zerde çanağına saldırmış ve yağmalamıştır8.

Çanak Yağması’nın Simgeselliği

Çanak yağması her ne kadar Han’ın halkını ve Padişah’ın da tebaasının karnını doyurması gibi yaklaşım ile ortaya çıksa da, bu hareket noktası dışında başka anlamlar da taşımaktaydı. Özellikle Osmanlılar döneminde şehzadelerin sünnet düğünlerinde, çeşitli vesilelerle gerçekleştirilen kutlamalarda ya da yeniçerilere para dağıtıldığı ulufe törenlerinde yapılan çanak yağmaları, halkın ya da askerlerin memnun edilmesini amacını taşıdığı kadar, padişahın halk ya da yeniçeriler arasındaki yöneten-yönetilen ilişkisini tazeleyerek sadakat ve tabiyet hissini pekiştirmek gibi bir işleve sahipti. 

Çanak Yağması ve Yeniçeriler

Tarih sahnesinde var olduğu dönemin çoğunda mutlak bir monarşi olan Osmanlılar’da, her ne kadar kuramsal açıdan padişahın kölesi olsa da, kapıkulu askerlerinin memnuniyeti halka kıyasla çok daha önemliydi9. Devletin yönetilmesi ve toprakların genişletilmesi için kapıkulu askerleri büyük önem taşıyınca da, zaman içinde devlet yönetimi ile kapıkulu askerleri arasında çeşitli sözsüz iletişim yöntemleri keşfedilmiştir.

Bu sözsüz iletişim yollarından birisi, her Ramazan ayının 15’inde saray mutfağında pişirilen baklavaların Yeniçerilere sunulmasıydı. Topkapı Sarayı’na gelen bir grup Yeniçeriden bir ya da ikisi bir baklava tepsisini taşırdı. On yeniçeri için bir tepsi olarak hazırlanan tepsiler, baklava alayı denilen bu törenle kışlaya götürülür, kışlada tüketildikten sonra tepsiler saraya iade edilirdi.

Baklava Alayı Nedir?

Bir başka yağma türü Yeniçerilere ödeme yapılan ve üç ayda bir düzenlenen ulufe törenlerinde gerçekleşmiştir. Kapıkulu ocakları mensupları sarayın avlusunda toplanarak beklerken, padişahın onayını alan sadrazamın yeniçeri fodlasından10 bir parça kopararak çanak yağmasını başlatırdı. Yeniçeriler de, genellikle çorba, zerdeli pilav ve etten oluşan bu yemeklere hücum eder, çanakları aldıktan sonra da dış avluda yemeklerini yerlerdi. 

Yeniçerilerin çanakları yağmalayarak, Padişah’a sadakatlerini ve itaatlerini göstermeleri sonucunda da kurban kesilirdi11. Askerlerin duydukları memnuniyet nedeniyle, muzhır ağa ya da ocak kapı kethüdası aracılığıyla sadrazam ve ocak ağalarına akide şekeri dolu tabaklar gönderilmesi de gelenektendi. Akid sözcüğünün iman, inanç, birleştiren, bağlılık, bağlanma gibi anlamı olduğu göz önüne alındığında, gerçekleştirilen sözsüz bir iletişim ile, askerlerin memnun olduğu anlaşılmaktaydı12.

Akide Şekeri Nedir?

Tüm olasılıklar bir yana kapıkulu ocaklarının gidişattan memnun olmaması durumunda da, askerler çanak yağmasına pek yaklaşmaz ise ya da yağmanın memnuniyetle değil homurdanarak yapılması durumunda, askerlerin hoşnutsuz, öfkeli oldukları anlaşılırdı13.

Her ne kadar oyunculuk pek başarılı olmasa da, Muhteşem Yüzyıl: Kösem dizisinden
çanak yağması ve isyan konusuna ilişkin bir sahne…

Çanak Yağması ve Yabancılar

Saraydaki çanak yağmalarında, büyük bir sessizlik içinde -ki yabancı gözlemciler Topkapı Sarayı’nda böyle bir sessizlik halinden sıklıkla bahseder- disiplinli bir şekilde bekleyen yeniçeriler, verilen izin sonrasında saldırgan bir şekilde yağmaya girişirlerdi. Bu durum, padişahın hükümranlığını pekiştiren bir an olduğu kadar, çevreye verilen bir mesaj özelliği de taşımaktaydı. Bu nedenle de, saraya gelen yabancı ülke elçilerinin padişahın huzuruna kabulü, çoğunlukla ulufe törenlerine denk getirilmekteydi. Bu “tesadüf” vesilesi yabancı heyetler Yeniçerilerin çanak yağmasına şahit oluyor, büyük bir disiplin ve sadakat içinde bekleyen yeniçerilerin padişahın bir işareti ile korkutucu bir hücuma girişmesi de yabancı heyetlere dolaylı bir gözdağı özelliği taşıyordu.

Çanak Yağması İnsancıl mı?

Osmanlı saray eşrafı ve seçkinlerinin yemek için kapışan insanları izleyerek eğlenmesi, küçümseyici ve yaralayıcı gibi bir durum gibi gözükse de, gerçekleştirilen çanak yağması -belirttiğimiz simgesel anlamları dışında- temelde eğlenme amacı taşımaktaydı. Yemek konularıyla da ilgilenmiş olan tarihçi Stefanos Yerasimos’un belirttiği üzere, çanak yağması ile “Halka eğlence sunulmakla yetinilmiyor, halk da eğlencenin bir öğesi haline getiriliyordu.”. Ancak bugün taşıdığımız bakış açısından biraz da farklı olarak, halkın yemekleri almaya çalışırken itişip kakışması, sarığını ya da takkesini düşürmesi, saçı sakalı bıyığının ve kıyafetlerinin yemeğe bulanmasının, tıpkı fişek gösterileri, canbaz ya da hokkabaz oyunları gibi bir eğlence olduğu değerlendirilirdi14.

Günümüzde Çanak Yağması

Günümüz çağında çanak yağmasının çok şık olmadığı düşünülebilir. Ancak Türkistan ile kültürel bağları hala güçlü olduğu Karakeçelilerin düğünlerinde çanak yağmasını geleneğinin devam ettiği biliniyor. Yine düğünlerde, düğün sahiplerinin, para saçması gibi adetlerin yağma ile koşut bir uygulama olduğu ve bereket ve bolluk hissi için uygulandığı söylenebilir. Hatta bugün siyasi partilerin düzenlediği etkinliklerde halka dağıtılan hediyelerin çanak yağması geleneği ile bir ilişkisi olduğu bile düşünmek çok da yanlış olmayacaktır.

Yazı Notları
İlk Yayım Tarihi, 01/10/2020
Son Güncelleme Tarihi, 29/10/2020
Boosted Uygulaması Ölçümüne Göre,
Çalışılan Gün, 5 gün
Çalışma Süresi, 5 saat 58 dakika 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir