Mide Mühendisi Blog’daki ya da Sosyal Anne Baba Blog’daki yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır. Seyahatlerimi -hemen herkes için de geçerli olduğu üzere- sürekli değişen ve dönüşen zihnimin anda algıladıklarını, gelecekte o ana dönüp inceleyebilmek için kaleme alıyorum. Tıpkı 2019 yılında kendi aracımızla 4.276 kilometre yaptığımız Balkan Seyahati ya da yine aynı yıl gerçekleştirmiş olduğum Münih seyahati gibi… Bir tür zamanı durdurmak anlamına gelen bu eylem doğrultusunda, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirmiş olduğum Münih seyahatinden yaptığım gastronomik gözlemleri Münih Seyahatinden Gastronomik Gözlemler 2023 başlığı altında paylaşmak istiyorum. Sizler ve gelecekte buraya geri dönüp bakarak 2023’te Münih’i nasıl görmüşüm diye merak edecek olan bendeniz için…
Bu arada gastronomi dışındaki konulardaki gözlemlerime ise diğer blogum olan SosyalAnneBaba’da Münih Seyahati Gözlemleri 2023 başlıklı yazımdan erişebilirsiniz.
Atıştırmalık Alışkanlığı ve Kültürü
Şüphesiz ki tüm insanlık, her millet, her insan topluluğu, her birey yaşamak için bir şeyler yemek, günlük enerji ihtiyacı bir şekilde karşılamak zorundadır. Bireysel olarak olduğu kadar, her insan topluluğunun ya da milletin bu ihtiyacı karşılama yöntemi ise değişken olabilmekte. Kimileri eni konu yemek yeme halinde, kimileri ise daha yalın ve hafif bir şekilde bu ihtiyacı karşılamakta.
Münih’teki durum için daha ziyade bu ikinci seçenek geçerli. Şehirde hemen hemen her yerde -çoğunlukla unlu mamul temelli olarak- atıştırmalık yiyecekler, sandviçler ya da çeşitli ürünler satılıyor. Bu anlamda atıştırma kültürü o kadar yaygın ki, toplu taşıma duraklarında, marketlerde hatta kimi giyim ürünleri satılan işletmelerde dahi, kısacası hemen her yerde çeşitli atıştırmalık ürünlerin satıldığını görmek mümkün.
Elbette ki bu durumun beslenme alışkanlıkları ile yakından bir ilişkisi var. Ve tabii ki beslenme ihtiyacının bir kısmı, atıştırmalık yiyecekler ile karşılanması alışkanlığın yaygın olması durumunda -doğal olarak- kişilerin oturup eni konu bir öğün yapma sıklığı ve ihtimali daha düşük olacaktır. Bu duruma bağlı olarak da tencere odaklı ev yemeği ve mutfak kültürünün -bize kıyasla daha- geride olması söz konusu.
Bu durumun temelinde, yani çeşitli ekmek arası lezzetler, unlu mamüller, ve sosis türevlerini içeren bir atıştırmalık kültürünün güçlü olmasının köklerinde, güçlü ve yaygın bira içme alışkanlığının da olmasının katkısı büyük…
Münih’te Çay Satılmaması
Seyahatim boyunca altı farklı çok şubeli market markasının1, büyüklü küçüklü onlarca şubesine girdim. Tüm bu işletmelerde sadece bir marketin bir şubesinde yabancı bir çay markasının üç farklı türde sallama çay paketinin satıldığını gördüm. Sadece bir market markasının bir şubesinde! Üstelik dökme çay da değil, poşet çay.
Bu tespit, elbette ki, “koca Münih’te dökme çay yok” anlamına gelmiyor. Bu kadar büyük bir şehirde mutlaka dökme çay satılan işletmeler bulunmaktadır. Ancak altı farklı yerel market markasının neredeyse tamamında çay satışının olmaması, Münih’in yerel kültüründe çay olmadığına dair açık bir işarettir. Hatta hal böyleyken, tam tersine çeşit çeşit bitki çayının ve çeşit çeşit kahvenin satılıyor olması, kültürün daha ziyade bu içeceklere odaklandığını gösteriyor.
Almanya’nın (Münih’in) Kahve Ülkesi (Coğrafyası) Olması
Dünyadaki ülkeler “çay ülkesi” ve “kahve ülkesi” olarak kabaca iki sınıfa ayrılabilmektedir. Bu sınıflandırmadaki amaç, hangi içeceğin söz konusu ülkenin temel içecek kültürüne hakim olduğu… Kendimizden örnek vermek gerekirse Türkiye, oldukça da ilginç bir şekilde, 500 yıldan fazla geçmişi bulunan ve Türk Kahvesi gibi adı ile kimliğinin birleştiği bir kahveye sahip olsa da, kişi başına çay tüketimi açısından dünyanın birincisi ve bu anlamda da bir çay ülkesi.
Münih (Almanya) ise bu anlamda bir kahve coğrafyası (ülkesi). Çayın sosyal hayatın içinde görünür olmaması ve tam aksi istikamette kahvenin, içecek servis eden işletmeler dışında da -kıyafet ya da başka ürünler satan işletmelerde- tüketicilere sunulması, Münih’in bir kahve coğrafyası olduğunu gösteriyor.
Nitelikli Kahve İşletmelerinin Çok Az Olması
Her ne kadar Münih bir kahve coğrafyası olsa da, nitelikli kahve işletmeleri2 açısından oldukça yetersiz.
Münih’in merkezinin 1,5 milyon, şehrin ise 2,6 milyon olduğu, çeperi de dahil edildiğinde 6 milyon kişinin yaşadığı ve Almanya’nın üçüncü büyük şehri olduğu göz önüne alındığında, Münih, Ankara ile, hadi olmadı İzmir ile kıyaslanabilir.
Buna göre, Ankara’da ya da İzmir’de nitelikli kahve servis eden oldukça çok sayıda işletme bulunurken, Münih’te bir hadi bilemedin iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar nitelikli kahve işletmesinin bulunuyor.
Bu durum ile, Türkiye’de hemen her yerde çay var olsa da nitelikli çay servisinin çok nadir olması durumu ile bir benzerlik de kurulabilir. Ancak yine de Münih’in oldukça uluslararasılaşmış bir şehir olduğu ve kahve içeceğinin özelinde nitelikli hizmetin dünya ölçeğinde yaygın göz önüne alındığında, bu durum dikkat çekici…
Marketlerdeki Vegan Seçenekler
Ülkemize kıyasla, batılı ülkelerde veganlık daha yaygın şüphesiz. Buna bağlı olarak vegan tüketici daha çok ve bu tüketim tercihi doğrultusunda daha fazla ürün bulunabilir durumda. Bu anlamda hemen her markette vegan yiyecekler için bölümler bulunurken, ürün çeşitliliği de benim tahminimin çok ötesindeydi.
Örneğin zekice bir kelime oyunu da yapan “Like” adlı bir markanın yan yana “Like Döner”, “Like Bratwurst”, “Like Gyros”, “Like Hack”, “Like Chicken”, “Like Grilled Chicken” ve “Like Chicken Fillet” adlı paketli hazır yenilebilir ürünleri vardı yan yana. Üstelik bu da sadece bir marka ve onun ürünleri…
Unutmadan denemek amaçlı aldığım Billie Green Veganer markasının vegan “salami-style” atıştırmalığını ise çok çok başarılı buldum.
Peynir Çeşitliliği
Ortaçağ’da, özellikle Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra, Orta ve Batı Avrupa’da devletlerin ve manastırların çok sayıda ve çeşitte peynir üretimi yaptıklarını biliyoruz. Benzer bir tarihsel süreçten geçen Münih’in ise peynir çeşitliliğini ilerleten iki ayrı özelliği de mevcut.
Bunlardan ilki şehrin köklü bir peynircilik geleneğinin olduğu Alp Dağları bölgesinde olması. Bir diğeri ise yine Alp Dağları bölgesinde olan İsviçre, Avusturya, İtalya ve Fransa gibi farklı ülkeler ve kültürler ile komşu olması… Bu coğrafi özellik sayesinde şehirde kendi kültürlerine ait peynirlerinin yanı sıra, bu komşu ülkelerin çeşit çeşit peynirleri de hemen her yerde görmek mümkün.
Besleyicilik Puanı – Nutri-Score
2019 yılındaki ziyaretimde görmediğim ama bu ziyaretimde fark ettiğim ve çok hoşuma giden bir husus da, marketlerde satılan paketli tüm ürünlerin üzerinde -tıpkı elektrikli eşyaların enerji tüketimini belirten A, B, C, D, E, F, G şeklinde gösterilen enerji sınıflandırması gibi- “nutri-score” denilen besleyicilik puanıydı.
Satın almayı düşündüğünüz ürünün beslenmenize yapacağı katkıyı net bir şekilde algılamanıza ve doğru beslenme tercihleri yapmanıza yardımcı olmak amacıyla kullanılan bu besleyicilik puanı uygulaması, A’dan E’ye kadar olmak üzere 5 kademeli şekilde öngörülmüş.
Sizlere ne kadar mantıklı ve yerinde gelir bilmem ama, bu uygulama bir haftalık seyahatimde bile benim daha doğru tercihler yapmama yardımcı oldu. En kısa sürede bu uygulamanın da ülkemize gelmesini isterim şahsen…
Son Söz Yerine…
Münih Seyahatinden Gastronomik Gözlemler 2023 bu şekilde. Şimdi söz sizde: Siz hiç Münih’te bulundunuz mu? Sizin gözlemleriniz hangi istikamette? Gözlemlerime katılıyor musunuz yoksa farklı mı düşünüyorsunuz? Ya da bulunduğunuz diğer Alman şehirleri ile benzerlikler ya da farklılıklar gözünüze çarptı mı?
Görüşlerinizi ve gözlemlerinizi lütfen paylaşın.
Bu arada unutmadan, bu seyahatimden gastronomi dışındaki gözlemlerimi paylaştığım Münih Seyahati Gözlemleri 2023‘e de bakmayı da unutmayın.
Yazı Notları
İlk Yayın Tarihi, 14/12/2023
Toggl Ölçümüne Göre,
Çalışılan Gün, 6 gün
Çalışma Süresi, 3 saat 2 dakika
Yediklerin içtiklerin için afiyet olsun Emrah’cım. Bu yararlı yazı için teşekkürler.
Teşekkürler. 🙂