Aşure dini boyutu da olan, çok geniş bir coğrafyada belirli günlerde hazırlanan, diğer insanlarla paylaşılan, severek yenilen bir tatlıdır. İslamiyet’te önemli bir yeri olan bu lezzetin, Yahudilik ve Hristıyanlık’ta da yeri bulunmaktadır. Oldukça tanıdık olmakla birlikte hikayesi, tarihi ve geleneği tam olarak bilinmeyen bu değerimiz, aşure nedir, gelin bir bakalım.
Aşure Sözcüğünün Kökeni
Aşure sözcüğü, Arapça kaynaklarda âşûrâ olarak geçmektedir. Bu kelimenin on sayısı ile ilgisi olan “aşr” ve “âşir” veya develerin güdülmesiyle ilgili “ışr” kökünden türemiş bir Arapça bir kelime olduğunu kabul edenler olduğu gibi, bu dilde “faula” vezninin bulunmadığını ileri sürerek, kelimenin İbranice’den geldiğini söyleyenler de bulunmaktadır1. Sözcüğün, Sami dil ailesinin üyeleri olan Arapça veya İbranice arasından hangisinden geldiği tam olarak bilinmese de, Türkçe’ye Arapça üzerinden girdiği bilinmektedir.
Aşure ve Dinler

Tahıllı tatlıların en kıdemlisi olan ve Yahudilik ile Hristiyanlıkta da bulunan aşure, Yahudilikte, Yom Kippur Katan2 günü yapılmakta iken, Hristiyanlıkta Theofania3 öncesinde ve Paskalya öncesinde oruç esnasında pişirilmektedir. İslam inancına göre ise aşure, hicri takvim yılının ilk ayı olan Muharrem ayının 10’uncu gününde yapılmaktadır.
Aşure Gününde Olduğuna İnanılan Olaylar
Dini boyutu güçlü bir lezzet olan aşurenin yapıldığı gün olan, Muharrem ayının 10’uncu gününde,
- Hz. Adem’in yaratıldığına,
- Hz. Nuh’un gemisinin Cudi Dağı tepesine oturduğu ve inananların kurtulduğuna,
- Hz. İbrahim’in doğduğuna,
- Hz. İsmail’in kurban edilmekten kurtulduğuna,
- Hz. Süleyman’a mülkün verildiğine,
- Hz. Yunus’un balığın karnından kurtulduğuna,
- Hz. Yusuf’un zindan çıktığına,
- Hz. Yakup’un gözlerinin açıldığına,
- Hz. Musa’nın doğduğuna,
- Hz. Musa’nın ve İsrailoğullarının firavunun işkencesinden kurtulduğuna,
- Hz. İsa’nın doğduğuna,
- Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in yanındakiler ile birlikte Kerbelâ’da şehit edildiğine,
inanılmaktadır4. Tüm bu hadiselerin o gün olduğu rivayet edilmekle birlikte, bu olayların hepsinin o gün olup olmadığı bugünün şartlarında tam bilinememektedir. Bu durumdan bağımsız olarak, tüm bu olayların aşure gününde olduğuna inanıldığı için, aşure gününe ve aşureye ayrı bir önem verilmektedir.
Aşurenin İçeriği
Birden çok dinde yer aldığı ve çok geniş coğrafyada aşure yapma geleneği bulunduğu için, tek bir aşure tarifinin bulunması -tahmin edebileceğiniz üzere- söz konusu değildir. Bununla birlikte, temel olarak hemen her aşure tarifinde buğday, nohut ve kuru fasulyenin bulunduğunu söylemek mümkündür. Bunun dışında mısır, yeşil mercimek, az pişmiş pirinç, bulgur gibi malzemelerin de kullanılabildiği bilinmektedir. Aşurede meyve olarak ayva, elma; çerez olarak da ceviz, badem, fındık, fıstık, kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm; baharat olarak da çörek otu, karabiber, karanfil, tarçın kullanılan tarifler mevcuttur5.
Osmanlı Mutfak Kültüründe Aşure

Osmanlılarda aşureye ve aşure hazırlama geleneğine oldukça önem verilmiştir. Muharrem aşuresi6 ve sefer aşuresi7 adı altında iki defa aşure pişirildiği bilinmektedir8.
Birçok alanda olduğu gibi, aşure hazırlanması ve aşure dağıtımı konusunda bir ritüel oluşturan ve de aşure kültürünü geliştirip, ilerleten kurum saray olmuştur.
Bu kapsamda, Topkapı sarayı mutfaklarında pişirilecek aşure için her yıl Kilâr-ı Has’tan gereken malzemeler verilir ve birkaç gün önceden hazırlıklara başlanırmış. Saray aşuresi helvacıbaşılar tarafından büyük kazanlarda pişirilir ve ilk olarak özel bir törenle padişaha, harem halkına aşurelikler9 ile hanedan üyelerine ve saray mensuplarına, sonra da devlet ileri gelenlerine, imaretlere, halka dağıtılırmış.

Bunun dışında Kuşhane mutfağında10 pişirilen süzme miskli aşure padişah ve harem-i hümâyun11 mensuplarına ikram edilirmiş.
Helvahane’de pişirilen şekerli aşure ise enderunda zülüflü ağalarına ve saray iç oğlanlarına dağıtılmıştır. Büyük mutfakta pişirilen ballı aşure ise sarayın dış halkadaki mensuplarına, şehir halkından saray kapısına gelenlere dağıtılmıştır12.
Sarayda yapılan aşure dışında, büyük kazanlarda da “daneli” aşureler yapılmış ve hem halka hem de Talimhane meydanında askere dağıtılmış ve kışlalara gönderilmiştir.
Günümüzde Aşure
Aşurenin Yahudilik’te, Hristiyanlık’ta ve İslamiyet’te bulunması, gelenek olarak çok çok uzun bir süre boyunca var olması ve malzeme çeşitliliğin çok farklı olduğu geniş bir coğrafyada yapılması nedeniyle sayısız türü oluşmuştur. Bununla birlikte ülkemizde halen sürdürülen aşure yapma ve paylaşma geleneği dini boyutu olduğu kadar kültürel bir boyuta da sahiptir. Sosyalleşmeyi, paylaşma kültürününü, birlik ve beraberliği pekiştirmesinin yanında, özel lezzeti ile aşure de çok farklı ve önemli bir mutfak kültürü değerimizdir.
Yazı Notları
İlk Yayın Tarihi, 25/11/2020
Boosted Uygulaması Ölçümüne Göre,
Çalışılan Gün, 3 gün
Çalışma Süresi, 2 saat 48 dakika
Aşure en sevdiğim tatlılardan birisidir. İçindeki zengin içeriği ile her derde devadır. Bendeki yeri çok ayrıdır. Olsa da yesek 😊. Tarihi bilgilerle aşureyi okumak ayrı bir tat verdi. Teşekkürler.
Kültürel derinliğinden mi, lezzetinden mi yoksa ikisin birlikte etkisi mi bilmem, gerçekten aşurenin yeri bir ayrı. Sevmeyen yoktur gibi. 🙂
Tam da bu metni okuduğum günde, buzdolabında kaselerce aşure olması. Yine keyifli ve bilgilendirici bir yazı olmuş.
Teşekkürler Erdi. Bu yazıyı yazarken benim de canım aşure çekti ama ben senin kadar şanslı değilmişim. 🙂